25 Kasım 2009 Çarşamba


saçlarım çok uzun ve röfleli..bakımı çok zor. çok şampuan denedim. bakım kremleri, doğal bitkisel bakımlar ama en sonunda istediğimi buldum; Head&Shoulders, mükemmel bir şampuan. her saça göre ürünü var.
Normalde bir saç bakım uzmanına sorsanız piyasada(alış-veriş mağazalarında) satılan hiç bir şampuanı önermiyorlar ama onlar ne derse desin piyasadaki şampuanlardan birazcık daha pahalı olan bu şampuanı herkese öneriyorum. Biraz sertleştirdi saçımı çünkü krem yokmuş içinde..ayrıyeten krem aldım..Ben ekstra dolgunluk aldım en güzel bunun kokusu vardı. Önce 2 defa şampuan uyguluyorum, sonra röfleli saçlar için koruyucu krem, en sonunda azcık elma sirkesi karıştırdığım durulama suyunu döküyorum saçıma. biraz daha duruluyorum. merak etmeyin sirkenin kokusu hiç kalmıyor buram buram şampuan kokuyor saçınız. saçlarımı kurutuyorum hani bulaşıkları yıkadığınızda gıcır gıcır yaparya,saçlarımı tutup aşağı doğru çekdiğimde aynen o ses çıkıyor :) belki saçımın cinsinden de olabilir. dümdüz ve sert bir saçım var. eğer bu aralar şampuanınızdan memnun değilseniz mutlaka deneyin derim ben....

19 Kasım 2009 Perşembe

geçmiş olsun prenses...

Trajik bir olayla karşılaştık dün. Çok sevdiğimiz kapı komşumuz var, allah bağışlasın dünyalar tatlısı bir kızı (20 aylık) ama tek problem aşırı yaramaz :) Annesi içirdiği şurubunu masanın üzerine bırakmış ve işe dalmış. Bizimkisi durur mu? annesi şişeye baktığında boşmuş, birazı yere dökülmüş görmüş, geri kalanını kızım içmiştir diye endişelenen annesi soluğu hastanede almış. hemen midesi yıkanmış, durumdan emin olamayan devlet hastanesi daha donanımlı en yakın üniversite hastanesine sevk etmiş, ambulansla acil hastaneye ulaşılmış, tüm tetkikler yapılmış ama birşey çıkmamış. Ne olur nolmaz diye geceyi hastanede geçirmişler ve profösör bugünde bırakmayacakmış onları tekrar aynı tetkikler yapılacakmış. Olayın trajik yanı ise bu kadar hastane koşuşturmasına rağmen şurubu içip içmediği hala belli değil :) yazık kuzucum sana ah bir diyebilse içtim ya da içmedim...bir yaramazlık işi nerelere getirdi, çok geçmiş olsun kuzucum dönün biran önce....

16 Kasım 2009 Pazartesi

2012



Evett sonunda geldi.Büyük bir heyecanla beklediğim film sonunda 13 kasım da tüm dünya da vizyona girdi ve ben 14 kasım da izledim. Dört dörtlük muhteşemdi diyemem,hatta hayal kırıklığına uğradım beğenmedim diyebilirim ama müthiş görsel efekt şöleni izledik. Film biraz uzun ve ben bitsin artık diye sıkıntıya girdiğimi farkettim. Çoğu sahnede yok canım bu kadar da olmaz,olamaz diyorsun, film çok yapmacık olmasından dolayı beni hiç etkilemedi. Hatta çıktım ertesi gün unuttum diyebilirim.

Dünyanın evet bu şekilde bir batıp insanlığın yok olabileceğine, evet inanırım, çok mantıklı ama bir grup insanın bu şekilde kurtulabileceğine pek inanasım gelmiyor. Filmde rusların parası, amerikalıların kahramanlığı ve zekası, çinlerin teknoloji üzerinde becerileri ön plana çıkarılmış ve aynen şu mesajı veriyor "paran varsa dünya batsada yaşarsın"......Sanki bu film amerika tarafından tüm dünya devletlerine bir uyarı vermek için hazırlanmış. Çünkü sadece amerika tarafından seçilen devetler ve zengin insanlar o gemiye binip kurtulabildi.

Sonuç şu ki çok merak edenler evet mutlaka izleyin içinizde kalmasın. Fakat benim izlemeye gerek yok diye düşündüğüm bir film. Ama son bir gerçek daha varki filmi izledikden sonra tüm bunların 2012 de olabileceğine inanmıyorsun ve dünyanın sonu gelecekse de bunun 2012 de olacağı çok mantıklı gelmiyor.

11 Kasım 2009 Çarşamba

Kolpaçino


Dün akşam uzun zamandır yapmadığım ve çok özlediğim şeyi yapıp Çin Restaurantına gittim, tabi arkadaşımla birlikte! Hıımm çok özleşim doya doya yedim :) gerçekden çok lezizdi.
daha sonra erken olduğunu düşünerek sinemaya girmeye karar verdik ama halimiz biraz komikdi. çünkü yaklaşık bir 10-15 dk
gişenin önünde bekleyip hangi filme gireceğimizi düşündük. Çok zor dakikalardı çünkü ilgimi çeken pek film yoktu. Fransız filmi Büyük Aşk ve Kolpaçino arasında gidip geldik ha birde Aşk Geliyorum Demez filminide gözden geçirdik ve en sonunda binbir zorlukla Kolpaçino filmine girmeye karar verdik. Ben ilk defa böyle filmi sinemada izledim çünkü önemli olmayan, ilgimi çekmeyen hiç bir filme girmem normalde ama gülmek istemiş canım herhalde :) Sonuç evet film kötü, espriler de kötü ama güldüm yani neden güldüm bilmiyorum ama biz Türk milleti seviyoruz sanırım içinde küfür ve belden aşağı esprilere gülmeyi...şaşırdım kendime ama eğlendim. sadece güzel vakit geçirmek istiyordum ve öyle oldu. ama benim kadar boş vaktiniz yoksa ve saçma sapan şeylere gülecek durumda değilseniz gitmeyin, ama benimle aynı ruh hali içindeyseniz
çok güleceksiniz emin olun!